Rahmi KÖSE Rahmi KÖSE

Mutluluğun Formülü

İnsan bir bakımdan mutlu olmak için yaşar. Belki bu dünya için belki öbür dünya için. Bazı durumlarda evet mutlu olunur, fakat mutluluk bir süre sonra kaybolur gider. Tekrar mutluluğu aramaya koyulur insan, o isteğe ulaşıldığında bir daha mutsuz olmayacakmışçasına. Nitekim sürekli mutlu kalınamıyor. Peki insan neden kendini sürekli mutlu hissedemez ? 

Aslında hayata devam etmemizin 1 sebebi de bu dünyada ya da diğer dünyada mutlu olma çabasıdır. Peki neden kendimizi sürekli mutlu hissetmiyoruz? Sosyal medyaya bakıyoruz herkes gülücükler saçıyor, arabayla geziyor, tatiller yapılıyor, eşiyle sevgilisiyle gezmeler oluyor ve fotoğraflar paylaşılıyor. Bir bakıyorsun e ben bunların hiçbirini yapmıyorum demek ki ben eksik kalıyorum. Kendini o sahte evrendeki sahte gülücüklere kaptırıp kötü hissediyorsun. Bir düşünelim yaşadığı hayatı bu kadar gözümüze sokmaya çalışan bu insanlar bu kadar mutlu olabilir mi? Onaylama ihtiyacı duyuyor, beni gör diyor, beni beğen diyor. Bu kişiler sosyal medyanın etkisiyle narsist bir yönelime eğilmektedir. En ufak bir kargo siparişinde bile sanki hayattaki en önemli şeymiş gibi seviniriz, rahatlarız veya mutlu oluruz. Fakat alınan ürünün değeri her geçen gün biraz daha düşmeye başlar. O siparişin tesliminden sonra beyin dopamin salgılamıştır. Kişi haz duymaya başlamıştır ve mutlu olduğunu sanmıştır. Fakat ürünün teslimiyle birlikte o mutluluk günden güne günden güne düşer. ve hatta bir süre sonra belki de o ürünü hiç kullanmayız. Sonrasında sıradaki haz için bir sonraki sipariş eklenir. Sırf o hazzı o mutluluğu yakalayabilmek adına. Bir araba da olabilir, bir ev de olabilir veya herhangi bir eşya da olabilir. Sanki ona ulaşınca sürekli mutlu olacak ve hiçbir zaman mutsuz olmayacakmışız gibi düşünülür. Fakat haz belirli seviyede sabit kalan bir şey değildir. Mesela vücut fiziksel bir acı hissettiğinde beyin onu çok şiddetli bir şekilde algılar. Sonrasında zaman geçtikçe o acı yavaş yavaş yavaş yavaş azalır ve uyuşmaya başlar. Mutlulukta böyledir. Sadece bir olaya bağlı kalıp şartlandırılırsa o olay o istek o ihtiyaç gerçekleşmediğinde kişi strese veya depresyona girebilir. Gerçekleşmesi halinde de önce mutluluk ve haz sağlanır. Sonrasında o mutluluk normale iner.  

Kendimize ulaşılabilir hedefler koyarak kendimizi ara ara ödüllendirebiliriz. Sevgili dostlar kendimizi dışardakilerle kıyaslamayacağız. Kendimizi olduğumuz gibi kabul edip şükretmesini bileceğiz, anı yaşayacağız, şu anı yaşamaktan keyif almaya bakacağız. Geleceği, gelecekte ulaşabilecek durumları gereğinden fazla kafaya takmayacağız. Sürekli gelecek planlamaları, ertelemeler olumsuz hayalperest düşünceler anı yaşamayı engellemektedir. Geçmişe baktığımızda o anda fark edemeyip fakat şu an düşündüğümüzde ne kadar mutluymuşuz dediğimiz anılarla doludur. Aslında şu anda öyle. Biz sadece şu anı yaşamayı bilemiyoruz. Sürekli sonrasını olacakları düşünerek aslında bugünü şu anı yaşamayı engelliyoruz. Demem o ki mutluluk sürekli olarak yüksek kalıp yüksekte devam eden bir şey değildir. Belirli bir süre yükselir sonrasında normale iner. Belirli normalde seyreder. Bazı durumlarda elbette ki mutsuzluk olacak, mutsuzlukta önce yükselecek ve sonra standarda normale inecek. 

Devamını Okuyun
Rahmi KÖSE Rahmi KÖSE

Sosyal Çürüme

Bundan bir süre önce birçoğumuz belki de ilk kez sosyal çürüme kavramını duyduk. Sosyal çürümeyi anlaşılabilir bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Toplumun değerinin ahlakının adalet algısının azalmasıyla başlayan yozlaşma ve sosyal normların bozulmasıyla seyreden bir kanserdir. Asıl sebebi ekonomiye bağlanmaktadır. Ekonomik eşitsizlikler gelir dağılımındaki uçurumlar başlıca sebebidir. Yönetim içerisindeki adaletsizlik, liyakatsizlik, yolsuzluk, rüşvet, siyasi partiler arası kutuplaşma çürümeyi tetiklerde tetikler. Adalete güvenin kaybolmasıyla refahın düşmesi hoşgörünün toplumsal bağların azalmasına suç oranlarının ruhsal sorunların ruhsal sorunların şu anda gördüğümüz yalandan ibaret olan zenginlik güzellik algısı özellikle sosyal medya üzerinden kendini göstermektedir. Artık herkes aynı yüze aynı buruna, ayakkabıya, pantolona hatta kokuya sahiptir. Kariyer hedeflemesi en az emekle en çok parayı kazanmaya, sosyal medyanın da körüklemesiyle kişiler adeta kendi bedenlerini satarak, tehcir ederek ilgi ve para kazanma yönelimine geçmiştir. Peki her şey bu kadar kötüye giderken bu kadar kötü görünüyorken bunun bir çözüm yolu var mıdır, elbette vardır. Sonraki yazımızda sosyal çürümenin çözüm yolları nelerdir bunları işleyeceğiz. 

Devamını Okuyun
Rahmi KÖSE Rahmi KÖSE

Sosyal Çürümenin Önlenmesi

Sosyal çürümeden bahsetmiştik şimdi bu kanserden nasıl kurtulabiliriz kısaca bunlardan bahsedeceğim. Bu çürümenin asıl temelini ekonomi oluşturuyor. Ekonomik refahın artışı, gelir dağılımının adaletli olmasıyla sağlamlığın temelleri oluşturuluyor. Sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak halkın kaliteli eğitim ve sağlıktan yararlanabilmesi öncelikle sağlanmalıdır. Devlet içi denetim mekanizmalarından güçlendirilerek bağımsız ve etkin çalışabilmesi, yolsuzluk ve yozlaşmanın önüne geçilerek halkın adalete olan güven algısının yeniden oluşturulması topluma ahlaki ve etik eğitimi vererek kişilere hoş görüyü öğretmeli. Tabii bununla birlikte özgürlük ile müstehcenliğin farkı anlaşılması toplumsal birlikteliğin önemine vurgu yapılmalı ki biz zaten hali hazırda yardımlaşma ve dayanışmada örnek teşkil eden bir ülkeydik hali hazırda bulunduğumuz dönemsel zorlukları el birliğiyle geçirip fiziksel ve mental sağlığımızı koruyup geliştirebileceğimiz günleri görebilmemiz dileğiyle. 

Devamını Okuyun
Rahmi KÖSE Rahmi KÖSE

Narsist Kişilik Bozukluğu

Sevgili dostlar, kısaca narsistlerden bahsedeceğim. 

Hemen hemen hepimizin hayatına en az bir tane narsist ya girmiştir ya da girecektir. Narsistlerle ilk tanıştığımızda çok güzel kıyafetler, çok güzel bir konuşma veya çok bakımlı görebiliriz. Sizinle ikili iletişim kurduğunda ya da topluluk önünde konuştuğunda çok güzel bir diksiyona çok güzel bir kokuya çok güzel bir dış görünüşe sahip olabilir. Sizinle konuşmaya başladığında sizi çok özel hissettirebilir. Sizi çok güzel yükseltir, sizin farklı olduğunuzu değerli olduğunuzu söyleyebilir. Bunu belirli bir aşamada yapar. Evet, kendinizi çok değerli hissedersiniz, çok yüksekte görürsünüz veya bambaşka duygulara girersiniz. Kendinizi çok iyi hissedersiniz. Fakat belirli bir sürecin sonucunda narsisler kendi duygularına göre, kendi düşüncelerine göre sizi kullanmaya başlar. Narsistler aslında mükemmel manipülatörlerdir. Kendi amaçları uğruna sizi kullanmaktan asla çekinmezler. Kendilerini aslında çok severler. Hatta her şeyden çok severler. Kendi çıkarlarını her zaman ön planda tutarlar.  

Sevgili dostlar, biz tabii ki de kendimizi seviyoruz, sevmeliyiz. Sağlıklı bir birey kendisiyle barışık olmalı. Her kendisini seven ya da kendisiyle barışık olan narsist demek değildir. Narsislerle normal insanlar arasındaki fark narsislerde empati yoktur. Siz istediğiniz kadar üzülün, mutsuz olun, kötü bir şey yaşayın bunu aktardığınızda herhangi bir duygulanıma girmeyecektir. Konu dönüp dolaşıp illa kendisine bağlanıp, kendisiyle alakalı bir şeyler anlatacaktır. Mesela ilişkiye başladığınız narsist biriyle bir problem yaşadınız ve problemi karşıya aktarmaya çalışıyorsunuz bir problemi söylüyorsunuz hani konuşabilmek adı altında. Bak bu olay böyle oldu diye aktarıyorsunuz fakat sizi dinlemek ya da olayı anlamak yerine sizin daha öncesinde yaptığınız ufak hataları bile gün yüzüne çıkartıp dev aynasında büyüterek hataları başınıza kakar. 

Sonuç olarak bir narsistle birlikte olduğunuzu anlamanın bir diğer yolu da bu süreç içerisinde yavaş yavaş her zaman yaptığınız eylemleri: giyinmeyi, koku sürmeyi, dışarıya çıkmayı veya spor yapmayı… Aklınıza gelen her şeyi yapmaktan yavaş yavaş çekilmeye başlarsınız. Bir tek ona ihtiyaç duymaya başlarsınız. Eğer o olaylarsa eğer o kabul ederse o uygun görürse size uygun gelir yapabileceğiniz anlamına gelir Her zaman yaptığınız yeterli olduğunuz kendinizi iyi hissettiğiniz olayları konuşmaları hareketleri giyinmeyi bile artık yapamamaya kendinizi değersiz hissetmeye güçsüz hissetmeye başlarsınız. Artık onun manipülasyon aracı haline gelmişsinizdir. Kendisi sizi kontrol etmeye başlamıştır. Bu tür şeyleri hissetmeye başladığınızda yani bir narsistle ilişkiye başladığınızı ya da arkadaş olduğunuzu anlamaya başladığınızda yapacağınız tek şey arkanızı dönüp kaçmak olmalıdır. Hiçbir şekilde Kendi duygularınızı sömürtmeyin.  

Narsistlerin bir diğer özelliği de kendi çıkarlarını her şeyin üstünde olması olduğunu söylemiştik. Mesela kadın ya da erkek fark etmez. Ben seninle dışarıya gelirim fakat hesabı ödersen. Ben seninle bunu yaparım fakat sen de bana bunu yaparsan. İşte sana sevgimi veririm seninle ilgilenirim fakat bu gece bende kalırsan ya da seninle vakit geçiririm, arkadaşlarımla buluştururum vesaire fakat arabanla birlikte yolculuk yaparsak ya da bana şunu şunu verirsen kendinden ödün verirsen kendinle alakalı bir şeyi benle paylaşırsan sürekli vermek sömürmek isteyecek. Bu tür durumlarda da lütfen dikkatli olalım. 

Devamını Okuyun
Rahmi KÖSE Rahmi KÖSE

İlişkiler Hakkında

It all begins with an idea.

İlişkiye başlamak, eş seçmek; benken biz olabilmek, sorumluluk gerektirmektedir. İlişki için ilk adımı atmaktan kadın erkek fark etmeksizin çekinmemek gerekir. Bu çelişkide belki de muhtemel ruh eşini kaçırmış olabilirsiniz. Diyelim ki cesaret ettiniz konuşmaya başladınız. Konuşma içerisinde iki tarafında konuşmaya hevesli olması, konuşma başlangıcının tek taraflı yürütülmemesi gerekir. Hep siz yazıyorsanız konuşuyor, yeni konu açmada siz çabalıyorsanız karşı taraf daha sessiz kalıyorsa konuşmanın ilişkiye dönmesi zordur. İdeal bir partner olarak gördüğünüz kişinin kişilik özellikleri, bakış açısı, dünya görüşü belki size uygun olmaya bilir. Böyle durumda duygusal davranma eğiliminde olmak ileride ilişkiyi sıkıntıyı zora sokabilir.
Her şey yolunda gider ilişkiye başlanması durumunda kişiler eğlence, zevk, istenen davranış, istenmeyen davranış vb. belirtmelidir. Aynı evi paylaşacak eşlerin iş bölümü yapması bir kişiye işlerin yıkılmaması olabildiğince birbirini tamamlayan işlerin yapılması önemlidir. Ruh eşinizi bulmanız dileğiyle.

Devamını Okuyun